31 Mart 2010 Çarşamba

NOTD: Maybelline Pie in the Sky

Selam herkese,
KaLinka Maybelline’nin bahar koleksiyonundan aldığım son ojeyi merak ettiğini söyleyince bugün tırnaklarıma onu sürdüm. Pie in the Sky adlı bu krem oje, bahar için çok uygun olan yumuşak bir mavi renginde:


Formülde bir sorun yoktu ama benim Maybelline’nin yeni yassı fırçaları ile olan mücadelem sürüyor. İki kat sürdüm, üstte çabuk kurutmak için yine Poshe var.


Çok tatlı pastel bir mavi bu oje; içinde biraz mor renk olduğu için yabancıların “cornflower blue” dedikleri peygamber çiceği rengini andırıyor. Bu Maybellineler Amerika’da süpermarketlerde sınırlı sayıda satıldığı için ebay’de bile çok zor bulunuyor. Ama bu rengi sevenler için iyi bir haberim var: Dün yaz koleksiyonlarını tanıtırken Essie’nin Resort serisinde bir tane mavi oje vardı, hatırlıyor musunuz? İşte promosyon resimlerine göre o mavi, Pie in the Sky’ın aynısı. Mayısta piyasaya çıkınca Transdesign’dan alabilirsiniz yani.

30 Mart 2010 Salı

2010 Yaz Koleksiyonları 1. Bölüm

Bildiğiniz gibi 2010 bahar koleksiyonlarında pastel renk trendi vardı ve nane yeşili, şeftali rengi, köstebek derisi rengi gibi tonlar ön plana çıkıyordu. Oje firmaları yaz sezonu için promosyonlarına başladığında gördük ki bu sefer koleksiyonlarda bir bütünlük yok, neredeyse her bir oje firması farklı bir yola sapmış durumda.

China Glaze, yaz deyince doğal olarak akla gelen neonlardan oluşan Poolside adlı bir koleksiyon hazırlamış. Bu göz alıcı seri altı parçadan oluşuyor ve nisan başı görücüye çıkıyor.


Zoya, aynı Truth or Dare zamanında yaptığı gibi iki farklı koleksiyon hazırlamış. Sparkle serisi simli ojelerden, Flash serisi ise canlı, krem ojelerden oluşuyor. Charla ve Mimi başta olmak üzere Sparkle ojeler büyük bir heyecanla bekleniyor. Firma bu koleksiyon için ön siparişleri almaya başladı bile. Sparkle serisi:


Bu da Flash serisi:


Beni en çok heyecanlandıran koleksiyon ise Essie’den geldi, adı Resort. Essie, bahardaki pastel serisine devam niteliğinde dört yeni oje üretmiş, her biri ayrı güzel. Bu koleksiyon mayısta piyasaya sürülüyor.

Photo Credit: Cystaliciousss

Yaz koleksiyonları bunlarla sınırlı değil tabi ki. Siz şimdi bunları bir görün, sevin; geri kalanını sonra özetleyeceğim.

29 Mart 2010 Pazartesi

NOTD: OPI Hot & Spicy

OPI’ın Hong Kong koleksiyonunu tanıtmaya bugünkü ojeyle son veriyorum. Yine bir krem olan Hot & Spicy, çok tatlı bir turuncu renginde:


Size daha önce Nubar’dan bir turuncu oje tanıtmış, ten rengimle çakışmasından dolayı ellerimi kirliymiş gibi gösterdiğini söylemiştim. Hot & Spicy’nin içinde yeteri kadar kırmızı olduğu için bu sefer öyle bir sorunum olmadı, bunu gönül rahatlığıyla kullanabilirim.


Yine iki kat sürdüm, formül her zamanki gibi harika. Bu koleksiyondan denediğim bütün ojeleri beğendim. Renkler güzel, sürüşte hiç bir pürüz yok, tavsiye ederim.

Yarın 2010 yaz koleksiyonlarını tanıtmayı planlıyorum, ondan sonra KaLinka’nın isteği üzerine Maybelline’nin mavi ojesini süreceğim. Haftasonu için de yine eğlenceli bir manikür planlıyorum. Hayatta da böyle planlı programlı olabilseydim atom mühendisi bile olurdum.

28 Mart 2010 Pazar

100. İzleyici

Selam herkese,
100. izleyicime ulaşmışım, herkese bir kere daha teşekkürler!

Haftasonu tatilimizden yorgun ve uykusuz bir şekilde döndük ama her şey çok güzeldi. Ben yine ufak bir oje alışverişi yaparım diye düşünmüştüm ama ne yazık ki fırsat olmadı. Haftasonu manikürüm ise hiç bir soyulma olmadan görevini tamamladı.

OPI Suzi Says Feng Shui adli mavi ojenin üstüne sürdüğüm NYC Starry Silver Glitter, Durham kentindeki Duke Üniversitesi’nin meşhur kilisesinin önünde poz verirken:

NOTD: OPI Red My Fortune Cookie

Haftasonu için yaptığım manikürü dün göstermiştim, o yüzden bugün sizlere sadece deneme amaçlı tırnaklarıma sürüp resmini çektiğim bir ojeyi tanıtmak istiyorum. Daha önce OPI’ın Hong Kong koleksiyonundan aldıklarımı gösterirken araya Red My Fortune Cookie adlı kırmızı krem ojeyi de sokmuş, bunu bir arkadaşım için aldığımı ama şişeyi görünce bayıldığımı söylemiştim. Arkadaştan izin alıp sağ elimde denedim, tek kelime ile harika durdu:


Ojeyi iki kat sürmüştüm ve hemen çıkartacağım için üstüne kurutucu bir kat sürmedim. Normalde kırmızı oje çok kullanmıyorum, neden ben de bilmiyorum, ama bu ojeyi sürer sürmez aşık oldum. Kırmızının en güzel tonu, üstelik formülü de mükemmel.


Bir dahaki alışverişimde kesinlikle bunu da alıyorum, size de öneririm.

27 Mart 2010 Cumartesi

NOTD: OPI Suzi Says Feng Shui + NYC Starry Silver Glitter

Madem bu haftasonu da plansız programsız yollara düştüm, bari gözalıcı bir manikürüm olsun da tırnaklarım dikkat çeksin dedim. Dün gösterdiğim OPI Suzi Says Feng Shui'nin üstüne NYC marka Starry Silver Glitter adlı simli ojeden sürdüm.


Bu ojenin en dikkat çekici yani, gümüş rengi küçük holografik simlerinin yanında daha büyük mavi ve gümüş simlere de sahip olması. Bu büyük simler neredeyse balık pulu gibi gözüküyor.


NYC, Amerika’da yine süpermarketlerde satılan bir marka. Yanlış hatırlamıyorsam sadece 1 dolara almıştım. İlk defa kullandığım için kalitesi hakkında bir yorumda bulunmak istemiyorum, çünkü simli ojelerin formülleri diğerlerinden daha değişik oluyor.

26 Mart 2010 Cuma

NOTD: OPI Suzi Says Feng Shui

OPI’ın son koleksiyonu olan Hong Kong’tan ojeler tanıtmaya devam ediyorum. Bugün için seçtiğim ojenin adı Suzi Says Feng Shui:


Bu mavinin özelliği aynı Jade is the New Black gibi soluk ya da tozlanmış gözükmesi. İki kat sürdüm, formül yine güzel.


Ben yine gezmelerdeyim, birazdan Carolina’ya doğru yola çıkıyoruz. Haftasonu yazılarım da şimdiden hazır. Ben yokken kendinize iyi bakın!

25 Mart 2010 Perşembe

NOTD: OPI Jade is the New Black + Nail Art

Dünkü manikürümü bugün konad ile mi süslesem yoksa üstüne simli bir oje mi sürsem diye düşünürken ojenin renginden esinlenip biraz daha çılgın olmaya karar verdim, ortaya şu çıktı:


Evet bildiniz, ninja kaplumbağalar! Aslında baş parmağıma da koleksiyonumdaki en koyu köstebek derisi rengi olan Metro Chic ile Splinter yapmayı düşündüm ama fare çizmeyi beceremem diye vazgeçtim.


Kullandığım ojeler şöyle: Maskeler için OPI Suzi Says Feng Shui, NYC Big Apple Red, China Glaze Grape Pop, Nubar Orange Crème; gözler için Sally Hansen Nail Art Pen White & Black.

Aramızda yaşı küçük olup “Ninja mı?” diye soranlar varsa referans olarak resimlerini koyuyorum:


Benim favorim Donatello idi; zeki kaplumbağanın hali başka oluyor canım. Ya sizinkiler?

24 Mart 2010 Çarşamba

NOTD: OPI Jade is the New Black

Amerika’nın en ünlü oje markası kuşkusuz OPI. Benim bu markadan şimdiye kadar sadece iki tane Suede almış olmamın nedeni, China Glaze ya da Color Club gibi markalardan çok daha eğlenceli renkleri daha ucuza bulabilmemdi. Tabi OPI’ın son koleksiyonu Hong Kong ile her şey değişti ve ben kendimi üç yeni OPI’a kucak açmış durumda buldum. Bugünden itibaren araya başka ojeler sokmadan size bunları göstermek istiyorum.

İlk olarak koleksiyonun tartışılmaz yıldızı olan Jade is the New Black adlı yeşil krem oje var. Sıradan bir yeşil değil bu oje; biraz soluk ya da tozlanmış gibi duruyor. Ayrıca, benim sevdiğim gibi, içindeki mavi oranı sarıdan fazla.


İki kat sürdüm, üstte yine çabuk kurusun diye Poshe var. Ojenin rengi gölgede doğal olarak daha koyu gözüküyor:


İnternetten sipariş vermek isteyenler Transdesign’a bakabilir ama bildiğim kadarıyla OPI Türkiye’de de bulunuyor. Son olarak, bu ojenin başka resimlerini görmek isterseniz Zuzu'da var.

23 Mart 2010 Salı

NOTD: China Glaze Hi-Tek + Konad

Metalik ojelerin genelde konad için çok ideal oldukları söyleniyordu. Hazır tırnaklarımda yine bir metalik oje varken, China Glaze’in Romantique koleksiyonundan bir oje ile bunu test etmek istedim. Joy adlı fuşya rengi oje ile çiçekler çizdim:


Benim bu konad işinde daha çok çalışmam gerekiyor. Tüm tırnağı kaplayan desenler neyse de küçük desenleri her bir tırnağın aynı yerine simetrik olarak denk getirmek baya maharetli bir iş.


İki gündür böyle bronz rengi ojeyle dolaşmaktan sıkıldım, yarın daha canlı bir şeyler süreyim bari.

22 Mart 2010 Pazartesi

Bloglardan Hediyeler

Deniz, ödül olarak Türkiye’de bulunan markaları seçmiş:


Zuzu’nun çekilişinin bitmesine daha bir ay var:


Never Enough Nails ise daha önce bahsettiğim Zoya'nın Reverie koleksiyonunu hediye ediyor:


Ne diyelim, iyi olan kazansın :)

NOTD: China Glaze Hi-Tek

Tırnakları değişik renklerde ve desenlerde folyo ile kaplamaya minx deniliyor.

Photo Credit: Urban Outfitters Blog

Rihanna, Beyonce, Katy Perry gibi ünlüler arasında da baya tutulan bu manikür çeşidini evde yapmak biraz zor. Minxler çeşitli alışveriş sitelerinde satılsa da, bunları alıp evde deneyenler genelde pürüzsüz bir görünüm yerine kırışıklar elde ediyormuş. Ben bu minxlerin muhteşem gözüktüğünü düşünsem de daha önce hiç denemedim. Ne de olsa manikürümü her gün değiştiriyorum, uğraştığıma değmezdi.

Ama China Glaze sağolsun, geçen sonbaharda minxleri aratmayan Khrome adlı bir seri çıkardı. Size daha önce tanıttığım Romantique serisindeki ojelerin dopingli hali gibi bu koleksiyon. Hemen lafı kesip günün ojesine geçiyorum, China Glaze Hi-Tek:


Bu bronz renkli metalik ojeyi sadece bir kat sürmek yetti. Ayrıca çok çabuk kuruduğu için Poshe sürmeme de gerek kalmadı. Bu renk bana çok uymasa da harika gözüküyor, değil mi? Tek sorun, fırça izlerini en aza indirmek icin düzgün sürebilmeyi becermek.


Bu koleksiyonda altı adet oje var, sanırım ben bir kaç tane daha alacağım.

21 Mart 2010 Pazar

NOTD: Alix Avien 160

Zoya’nın Reverie adını bahar koleksiyonu altı parçadan oluşuyor. Bu serinin özelliği, tüm ojelerin “duochrome” yani yanardöner olması. Bir başka deyişle, ışığın geliş açısına göre tırnakların rengi farklı gözüküyor.


Bu koleksiyonda benim dikkatimi bir tek Adina çekmişti, ama ona çok benzer bir Nubar ojem olduğu için onu da pas geçtim. Ama bugün için ojelerimi karıştırırken neredeyse Lana’nın aynısı bir tane buldum; kışın Türkiye’den aldığım Alix Avien 160:


Bu oje kırmızı, koyu pembe ve turuncu arasında gidip geliyor. Şişede daha belirgin bu durum. Formülde bir sorun yok, iki kat sürdüm.


Bu resimde ojedeki ışıltılar da gözüküyor. Ben beğendim bu ojeyi, ama şunu belirtmeliyim, “olgun” bir renk bu. Bundan 10 yaş genç olsaydım uzak dururdum.

20 Mart 2010 Cumartesi

Yaratıcı Blog Ödülü

Sevgili Zuzu, Nilgün ve Joey Potter tarafından yaratıcı blog ödülü aldım. Teşekkür ederim!


Öncelikle ben de ödülü yedi blog yazarına gönderiyorum:

1) Trincess, konad ile yaratıcılığın sınırlarını zorladığı için
2) a.gi, moda bloğuna Josep Guardiola gibi bir yakışıklıyı sıkıştırabilecek yaratıcılıkta olduğu için
3) Hande, yaratıcı ve kopartıcı yazılarından dolayı
4) Lydia, yaratıcı banner’i için (ben beceremedim hala)
5) Happiness is a Warm Gun, yaratıcı adından dolayı
6) fashionist, her gün yazacak yaratıcı şeyler bulabildiği için
7) Marjo, bunu açıklamaya gerek yok zaten

Şimdi kendi hakkımda yedi şey yazmam gerekiyor, ama yedi deyince aklıma hemen “Yedi ölümcül günah” geliyor. Ben de her birine uyan bir özelliğimi paylaşırım o zaman:

Öfke: “Bakarız” diyen erkeklere kafayla dalmak istiyorum. İşin ilginç tarafı, bu lafı kullanan bir tane bile kadın tanımadım, Y kromozomu ile mi geliyor bu?

Tembellik: Uyumayı çok seviyorum, öyle böyle değil.

Kıskançlık: Fotoğraf çektirirken kameraya “cool” bir şekilde bakabilen kızları kıskanıyorum. Ben illa ki 32 diş sırıtmakla meşgul oluyorum çünkü.

Oburluk: Nutella yemiyorum, eksikliğini hissetmiyorum.

Açgözlülük: Aslında buna “Bir sürü ojem var” yazmak gerek ama onu zaten biliyorsunuz. Düşündüm, başka örnek bulamadım, demek ki çok açgözlü bir insan değilmişim.

Şehvet: “Kız gibi” diye tabir edilen sarışın, beyaz tenli, bebek yüzlü, küçük burunlu erkeklere karşı bir zaafım var. Bakınız Michael Pitt.

Gurur: Resimlerden farketmişsinizdir, solağım. Bunu duyan/gören biri eğer “Solaklar zeki olurmuş” derse hemen onaylıyorum.

19 Mart 2010 Cuma

NOTD: Sephora by OPI Under My Trench Coat

Yeşildi, sarıydı derken bugün tırnaklarıma daha sakin bir renk sürmek istedim. Sephore for OPI’dan sırf ismi için aldığım ve şişede bej gibi duran ojeyi denedim, adı Under My Trench Coat. Sephora’nın web sitesinde bu renk için “light grey khaki with gold shimmer” deniliyor, yani altın ışıltılı açık gri haki. Resimde görebileceğiniz gibi çok haklılarmış:


Sürümü muhteşem bu ojenin. Tek kat da yeterdi ama ben yine de ikinciyi sürdüm.


Benim normalde çok kullanacağım bir renk degil, ama ofis ortamında muhafazakar renklerde oje sürmesi gereken kadınlar için ideal bir oje. Fazla göze batan bir oje değil, ama sıradan da bir renk değil. Türkiye’deki Sephora bunu satıyor mu bilemiyorum ama görürseniz aklınızda olsun.

18 Mart 2010 Perşembe

Sararmış ya da Lekeli Tırnaklar

Sanırım bir konuda herkes hemfikirdir: Sararmış ya da lekelenmiş tırnaklar hoş bir görüntü oluşturmuyor. Güçlü bir koruyucu temel kat ile bu sorun en aza inse bile, düzenli oje kullananlarda zaman zaman ortaya çıkıyor. Bu renk değişimlerin iki nedeni var:

1) Koyu renkli ojeler: Böyle ojeler içindeki pigmentler yüzünden tırnakları o renge boyuyor. Asetonla ojenizi sildiğinizde bir de bakmışsınız Şirinler ya da Shrek parmaklarınız olmuş. Her insanın kimyası farklı olduğu için birinin tırnaklarını maviye boyayan oje başka birinde hiç bir iz bırakmayabilir. Mesela ben en çok koyu mor oje sürdüğümde lekeli tırnaklara sahip oluyorum.

2) Nitroselüloz: Bu madde açık ya da koyu her türlü ojede bulunuyor ve uzun süreli oje kullanılımında tırnakları sarartıyor. Sadece sedefli açık pembe bir oje kullanıyor bile olsanız, bir süre sonra tırnaklarınızdaki değişikliği farkedebilirsiniz.

Peki diyelim ki ojeden önce koruyucu cila sürmemize rağmen tırnaklarımızın rengi değişti, onları eski pembe haline getirmek için ne yapmak gerek? Öncelikle tırnakları içinde aseton olan bir oje çıkarıcı ile iyice ovalayın. Bu genelde pigment sayesinde olan lekelerde işe yarıyor. Olmazsa peroksit (oksijenli su), sulandırılmış kabartma tozu, limon suyu ya da beyazlatıcı diş macunu ile ovmayı deneyin. Herkes için ideal yöntem farklı. Tırnakların üstüne törpülemek de yardımcı olabilir, ama bu yöntem tırnağın üst katmanını yok ettiği için pek sağlıklı değil, gerekmedikçe kaçının.

Ya da benim gibi sürekli opak ojelerle geziyorsanız, hiç takmayın derim. Nasıl olsa gözükmüyorlar.

17 Mart 2010 Çarşamba

NOTD: Claire's Earthy/Happy

Bugünkü manikürüme isim vermem gerekseydi, adı “İçimizdeki İrlandalılar” olurdu.

Bugün St. Patrick’s günü; burda özellikle İrlanda asıllı olanlar “I am Irish, kiss me” yazan t-shirtler giyip tüm gün bira içecekler. Dini bir günken olay nasıl içip içip kusmaya gelmiş anlamış değilim, ama herkes yeşiller içindeyken benim tırnaklarımın farklı bir renk olması düşünülemezdi, değil mi? Manikür için kullandığım oje fazlasıyla “cool” ama şimdiden uyarayım, bunu ne yazık ki Türkiye’de bulma şansınız yok.

Zuzu daha önce bahsetmişti, ben de özet geçeyim: Bir kaç hafta önce Claire's mağazası Mood adlı beş parçadan oluşan bir koleksiyon çıkardı. Bu serideki ojelerin özelliği sıcaklığa göre renk değiştirmeleri. İşte ben de önce yeşilden sarıya dönen Earthy/Happy adlı krem ojeyi iki kat sürdüm, daha sonra St. Patrick’in simgesi olan yoncalarla manikürümü tamamladım. Konad için Nubar’ın Pastel Fever koleksiyonundan Green Tea adlı yeşil ojeyi kullandım ki yoncalar opak olmasın, çoğunlukla elim sıcakken farkedilsin.

Bu manikürün ellerim soğukkenki yeşil hali:



Bu da Zuzu'nun tavsiyesiyle ellerimi sıcak suya soktuktan sonraki yoncalı sarı görünüm:



Eğer tırnaklarınız benimkiler gibi parmaklarınızı geçecek kadar uzunsa, oda sıcaklığında tırnakların uçları daha koyu bir renk alıyor. Yabancılar buna “Funky French” diyor, bir nevi renkli Fransız manikürü.



İtiraf ediyorum, ben bu ojeleri ilk duyduğumda bu kadar değişken olabileceklerini düşünmemiştim. Ama renkler ısıya fazlasıyla duyarlı çıktı. Mesela biraz önce elimde yarısı sıcak çayla dolu bir kupa tutuyordum, alttaki parmaklar hemen sarıya döndü, diğer ikisi yeşil kaldı. Çok çılgın, değil mi?

16 Mart 2010 Salı

DC ve NY Alışverişlerim

American Apparel adlı giyim markası geçen yaz oje işine de girdi ve çıkarttığı 18 parçalık koleksiyon bir anda popüler oldu.

 

Benim yaşadığım kentte mağazası olmadığı için internetten sipariş verecektim, ama ben karar verene kadar değişik bir şey oldu: Mağazalardaki ojeler bir anda toplatıldı ve koleksiyon web sitesinden çıkartıldı. Ojeleri daha önce satın almış olanlar biraz panikleseler de durum sonradan anlaşıldı. Meğer ojeleri koydukları dandik Çin malı şişelerden çok şikayet almışlar, çok çabuk kırılıyorlarmış. Ojeler kısa süre sonra yeni, daha kalın şişelerle tekrar satışa sunuldu. Benim hevesim kaçtığı için internetten sipariş vermemiştim, ama geçen hafta Washington’da gezerken bir mağazasına denk gelince kendimi hemen ojelerin yanında buldum. Elim yine nane yeşiline gittiyse de onu bırakıp Mount Royal adlı koyu mavi ojeyi aldım.


Bana mı öyle geliyor, yoksa bu şişe de biraz yamuk durmuyor mu? Tek oje 6 dolar, ama üç alınca 15 dolar oluyor. İnternetten sipariş etmek isteyenler şuraya bakabilir. Neyse, ordan çıkıp gezinmeye devam ettim ve su almak için CVS’te durdum. Tahmin edersiniz ki benim açımdan büyük bir hata oldu çünkü yine kendimi oje reyonunda buldum. Hani Maybelline’in bahar koleksiyonundan iki tane almış ve size göstermiştim ya, aynı koleksiyondan bu sefer de Pie in the Sky adlı mavi ojeyi aldım. Son aile tablosu şöyle:


Tabi ki CVS’ten sadece bir ojeyle çıkamadım, Milani’nin yeni holografik koleksiyonu olan 3D’den iki tane aldım. Soldan sağa, Digital ve Hi-Tech:


Ne yazık ki resmi çektiğimde hava yağmurlu olduğu için yine bu güzel holografik efekleri göremiyorsunuz ama ojelerin içindeki her bir tanecik parıldıyor. Türkiye’dekiler için, bu koleksiyonun tamamı cherryculture’da var.

Son durak olan New York’ta ise oje için gideceğim yer belliydi, Broadway üzerindeki Inglot mağazası. Amerika’da ne yazık ki bir tek orda var ama internet sitesine göre Türkiye’de Adana, Ankara, İstanbul, İzmir ve Mersin’de varmış. Ben iki adet “flakey” denilen türde oje aldım. Bunun tam Türkçe karşılığı pullu sanırım. Soldan sağa, 204 ve 205:


Bir de şu resmi çektim ama dikkat edin, bir anda kalbiniz hiç olmadığı kadar hızlı çarpabilir.


Çok güzeller değil mi? Bu ojeler küçük boy, sadece 8 ml, ve ben tanesine 9 dolar verdim.

Tatil manikürüme gelince, bildiğiniz üzere Washington için yola çıkarken tırnaklarımda Maybelline Minty vardı. Yanıma Metro Chic de almıştım ama koşuşturmaktan oje sürecek vakit bulamadım, tüm tatil yeşil tırnaklarla geçti yani. Ama kasiyer kızlar, garsonlar, otel çalışanları falan baya bir iltifatta bulundular. Üçüncü günde tırnakların uçları aşındı ve dördüncü günde soyulmalar oldu ne yazık ki. Sonraki durumu hayal gücünüze bırakıyorum.

İşte Maybelline Minty Beyaz Saray önünde poz verirken:


Bu da Maybelline Minty Times Meydanı'nda:
 

Bir de biz dün Zuzu ile konuşurken bir şey farkettik: Blogger Zuzu'yu benim izleyici listemden atmış, tekrar izlemeye çalıştığında ise "engellendiniz" uyarısı çıkıyormus. Önce korktum yanlış bir yere mı bastım diye, ama engelleme listem bomboş. Zuzu'nun hala reader'ında gözükmeme ve ona iki defa davetiye göndermeme rağmen yine de beni tekrar ekleyemedi. Henüz sorun ne anlayamadık, ama sizin de başınıze gelirse lütfen bana email atın.

15 Mart 2010 Pazartesi

NOTD: Maybelline Sweetie Pie

Selam herkese,
Dün gece itibari ile eve döndüm. Oldukça hareketli ve eğlenceli bir tatil oldu, ama haftasonu fırtınaya yakalanmasak daha da güzel olacaktı. Mesela Cumartesi gecesi New York sokaklarına akmak yerine paşa paşa otelimizde oturmak zorunda kaldık. Ben yine bir sürü cici oje aldım, onları da yarın göstereceğim.

Ben yokken yorumlar birikmiş, izleyici sayım artmış, hatta yaratıcı blog ödüllerine bile kavuşmuşum, teşekkürler! Bugün hemen yorumlar ve emaillere cevap yazacağım, ödül için de en kısa zamanda bir yazı hazırlayacağım.

Esas konumuza geçecek olursak, bugün tırnaklarımda Maybelline’in yeni bahar koleksiyonundan Sweetie Pie adlı çok tatlı, şeftali rengi krem bir oje var.


Renk çok güzel olsa da formülü iyi değil, tırnakta çizgiler kalmaması için en az üç kat sürmek gerekiyor.


Daha önce söylediğim gibi bu oje MAC’in geçen sezon ürettiği Seasonal Peach adlı ojenin aynısı. Bu oje bana aynı zamanda Essie’nin yeni Art of Spring koleksiyonundan Van D’go adlı ojeyi de hatırlatıyor.


Bu üç ojeden birisine sahipseniz, ebay’de diğerlerini aramakla uğraşmayın. “Bende hiç biri yok, hangisi alayım?” diye soracak olursanız; içlerinde en ucuzu Maybelline, ama sürüş bakımından Essie’nin daha iyi olduğu söyleniyor. MAC ise hem daha pahalı, hem de formül olarak çok iyi değil.