El ve Tırnak Bakımı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
El ve Tırnak Bakımı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Kasım 2011 Cumartesi

Kırık Tırnak Tamiri

Bloğun ilk günlerinde soyulan tırnaklar için Orly Nail Rescue'yi önermiştim. Sağ baş parmağım ortasından enlemesine kırılmışken bugün bir başka tamir işlemi geliyor. Gerekli malzemeler: İpek sargı ve tırnak yapıştırıcısı.


Kırılan bölgenin üstüne uhuyu sürüyoruz, sonra ufacık kestiğimiz sargıyı yapıştırıyoruz. Bu halde bile oldukça sağlam oluyor; yemek yapıp ellerimi yıkadığım halde sargıya ya da tırnağa bir şey olmadı. Kalınca bir kat şeffaf oje de sürdük mü tırnağımız yeterince uzayana kadar yamalı kalıyor. Dikkat etmeniz gereken tek bir şey var, o da yamalı tırnağa sürdüğünüz ojeyi çıkartırken asetonlu bir ürün kullanmamak. Sanırım aseton yapıştırıcıyı eritiyor.

Benim kullandığım ipek sargı Viva la Nails'den gelmişti. Gümrükte sorun olur der ya da para harcamak istemezseniz onun her evde bulunan bir alternatifi var: Sallama çay poşetleri.

16 Mayıs 2011 Pazartesi

Kişisel Bakım ve Vizyon


Disko Kralı'ndan aydınlatıcı bir çalışma. Aslı'ya link için teşekkürler.

Bir de yurtdışından alışveriş yasağının iptali için çalışan bir şöyle oluşumdan haberim oldu, göz atmakta fayda var.

23 Ağustos 2010 Pazartesi

Besleyici Temel Katlar

Please scroll down for English.

Bugünkü yazı sevgili Aylin için geliyor. Şimdi efendim, besleyici temel katların faydaları saymakla bitmiyor:
  • Adı üstünde bir kere tırnakların güçlenmesine yardımcı olurlar.
  • Üstüne sürülen tırnağı kalınlaştırarak çarpmalara karşı korurlar.
  • Koyu renkli ojelerin tırnakları boyamalarını önlerler.
  • Ojeler tırnak yüzeyi yerine bu cilaların üstünde daha kalıcı olduğu için manikürün süresini uzatırlar.

Benim kullandıklarım soldan sağa Sinful Colors Step One Protein Base Coat, Sinful Colors Total Nail Calcium and Vitamin E, Sally Hansen Miracle Cure, Sally Hansen Instant Nail Hardener ve Gelous:


Bunlardan ilk ikisi Sinful Colors'tan. Adlarından anlaşılacağı gibi ilki proteinli, ikinci de kalsiyum ve E vitaminli. Sally Hansen'in mavi şişesinin üstünde "Ciddi sorunları olan tırnaklar için" yazıyor ama tam olarak neye yaradığını bilmiyorum. Artık her derde deva mucizevi bir şey galiba, adı o kadar iddialı çünkü. Ben genelde bu üçünden elime hangisi gelirse onu sürüyorum, çok farketmiyorlar. Bir tek lacivert, koyu yeşil gibi leke yapması muhtemel bir renk kullanacaksam özellikle Sally Hansen'i seçiyorum, çünkü o Sinful olanlara göre tırnakta daha kalın oluyor.

Gri şişedeki Sally Hansen Instant Nail Hardener adlı tırnak sertleştiricisini ise sadece ayak tırnaklarımda kullanıyorum. Kickboxing yaptığım zamanlarda baş parmaklarımın tırnaklarında enlemesine kocaman çatlaklar oluyordu, bunu önlemek için sürmeye başlamıştım. Siz de "high impact" denilen sporlardan yapıyorsanız, ya da en azından koşuyorsanız, ayaklarınıza özen göstermeyi ihmal etmeyin. Bu arada siz sormadan söyleyim, o zamanlar el tırnaklarım kısaydı.

Sondaki Gelous ise yabancı bloglarda okuduğum ve deneme amaçlı aldığım bir ürün. Herkes bunun soyulma olmadan uzun süre manikürlerini muhafaza ettiğini ve tırnaklarını güçlendirdiğini söylüyordu. Ben sadece iki kez kullandım; birinde ojemi 5 gün tuttum, diğerinde 6 gün. Dedikleri kadar varmış. Bunu sanırım oje değişerecek zamanımın olmadığı dönemlerde ya da tatildeyken kullanırım. Bir de şişesi feci halde China Glaze'i andırıyor, aynı firma mı üretiyor hiç bilmiyorum.

Ben mat ve süetler de dahil olmak üzere her ojeden önce mutlaka bunlardan bir kat sürüyorum. Olay gözünüzde büyümesin: Hem şeffaf oldukları için özenerek sürmenize gerek olmuyor, hem de hızla kurudukları için hemen ojeye geçebiliyorsunuz. Yalnız sizin için hangi besleyici cilanın işe yaradığını anlamak zaman alabilir, çünkü vücut kimyasına bağlı olarak herkeste farklı bir sonuç verebiliyorlar. Aynı hızlı kuruyan koruyucu katlar gibi. Ama tırnaklarınız zaten sağlıklıysa sertleştirici cilalardan kaçının; yoksa esnekliklerini kaybettikleri için tırnaklar en ufak bir darbede kırılabilirler. Bu arada tırnakların yenilenmesi bir buçuk ayı bulduğu için böyle ürünlerin sonuç vermesi hemen olmuyor, bir kaç haftadan sonra ümidinizi kesmeyin.

Sally Hansen Türkiye'de de bulunuyor, bakım ürünlerinin neredeyse hepsi güzel, tavsiye ederim. Sinful için de yine Cherry Culture diyorum, hazır şimdi %20 indirim de var.

I always apply a base coat even before matte and suede polishes. I currently own 5 different base coats: Sinful Colors Step One Protein Base Coat, Sinful Colors Total Nail Calcium and Vitamin E, Sally Hansen Miracle Cure, Sally Hansen Instant Nail Hardener, and Gelous. I alternate between the first three since I am pretty much indifferent between them. However I specifically choose SH, which is thicker than Sinful ones, to avoid staining when I am wearing colors like navy and green. I use SH Hardener simply on my toes because I used the have these huge horizontal cracks on my big toes while practicing kickboxing. Finally I was just curios about Gelous after all the praise I read on blogverse so that’s why I got it. I only used it twice, but I agree that the wear time is incredible. I’ll save it for busy weeks.

18 Mart 2010 Perşembe

Sararmış ya da Lekeli Tırnaklar

Sanırım bir konuda herkes hemfikirdir: Sararmış ya da lekelenmiş tırnaklar hoş bir görüntü oluşturmuyor. Güçlü bir koruyucu temel kat ile bu sorun en aza inse bile, düzenli oje kullananlarda zaman zaman ortaya çıkıyor. Bu renk değişimlerin iki nedeni var:

1) Koyu renkli ojeler: Böyle ojeler içindeki pigmentler yüzünden tırnakları o renge boyuyor. Asetonla ojenizi sildiğinizde bir de bakmışsınız Şirinler ya da Shrek parmaklarınız olmuş. Her insanın kimyası farklı olduğu için birinin tırnaklarını maviye boyayan oje başka birinde hiç bir iz bırakmayabilir. Mesela ben en çok koyu mor oje sürdüğümde lekeli tırnaklara sahip oluyorum.

2) Nitroselüloz: Bu madde açık ya da koyu her türlü ojede bulunuyor ve uzun süreli oje kullanılımında tırnakları sarartıyor. Sadece sedefli açık pembe bir oje kullanıyor bile olsanız, bir süre sonra tırnaklarınızdaki değişikliği farkedebilirsiniz.

Peki diyelim ki ojeden önce koruyucu cila sürmemize rağmen tırnaklarımızın rengi değişti, onları eski pembe haline getirmek için ne yapmak gerek? Öncelikle tırnakları içinde aseton olan bir oje çıkarıcı ile iyice ovalayın. Bu genelde pigment sayesinde olan lekelerde işe yarıyor. Olmazsa peroksit (oksijenli su), sulandırılmış kabartma tozu, limon suyu ya da beyazlatıcı diş macunu ile ovmayı deneyin. Herkes için ideal yöntem farklı. Tırnakların üstüne törpülemek de yardımcı olabilir, ama bu yöntem tırnağın üst katmanını yok ettiği için pek sağlıklı değil, gerekmedikçe kaçının.

Ya da benim gibi sürekli opak ojelerle geziyorsanız, hiç takmayın derim. Nasıl olsa gözükmüyorlar.

14 Mart 2010 Pazar

Tırnaklara Nefes Aldırmak

Proof diye 2005 yapımı bir film var, matematikçi bir baba-kızın delilik ile dahilik arasında gidip gelmelerinin hikayesini anlatıyor. Oldukça ağır bir drama, ama filmde çok güldüğüm bir yer var: Esas kızın ablası ona içinde jojoba olan saç kreminden kullanmasını söylüyor, saçları sağlıklı olsun diye. Depresyondaki kızımız “Ama saçlar ölüdür” diye cevap veriyor.

İşte birileri ne zaman “Arada oje sürmeyi bırakıp tırnaklarına nefes aldırıyor musun?” diye sorduğunda ben de hep aynı cevabı veriyorum. Tırnaklar da saçlar gibi keratinden oluşuyor. Ölü hücreler yani. Nefes alma gibi bir durumları yok.

Üstelik oje, tırnak üzerinde koruyucu bir tabaka gibi davranıyor; onu kalınlaştırıp kırılmalara karşı koruyor. Gönül rahatlığıyla ojelerinize sarılın.

Siz bu satırları okuduğunuzda ben hala New York’ta alışveriş yapıyor olacağım ama gece dönüyorum. Yarın yorumlara cevap yazarım, görüşmek üzere!

10 Mart 2010 Çarşamba

Üç büyükler ve Oje

Hayır efendim, futboldan bahsetmeyeceğim. Aslında bıraksanız ondan da konuşurum ama konumuzu dağıtmayalım. Bugünkü yazım ojenin içindeki zararlı maddelerle ilgili.

Uzun yıllar boyunca ojenin içinde üç önemli madde vardı, bunlar kısaca Big Three (B3) olarak biliniyor. Yapılan araştırmalar neticesinde bunların sağlığa zararları belirlendikçe ilk önce Avrupa’daki, daha sonra Japonya ve Amerika’daki sağlık kuruluşları ayağa kalktı. Yapılan lobiler sonucunda bu üç maddenin zararları o kadar çok duyuruldu ki sonunda oje firmaları ufak ufak formüllerini değiştirmek zorunda kaldılar. İşte bu yeni formülle üretilen ojelere Big Three Free (B3F) deniliyor. Zararlı kimyasallar ve yan etkilerine gelince:

Formaldehyde: Ojelerde değil tırnak güçlendiricilerinde bulunuyor, kanserojen madde.
Toluene: Ojenin rahat sürülmesini sağlıyor, solunması halinde sinir sistemini etkiliyor.
Dibutyl Phthalate (DBP): Ojenin soyulmasını engelliyor, cenin gelişimini etkiliyor.

Hamilelerin bu B3F ojelerini kullanmasında hiç bir sakınca yokmuş, ama siz tabi ki önce doktorunuza danışın.

Benim sadece geçen yıl satın aldığım NYX markalı ojemde toluene var, onun dışında koleksiyonum hep B3F ojelerden oluşuyor. Zaten NYX de bu sene formülünden bu zararlı maddeyi çıkardı.

Flormar şişelerinin arkasında bulunan içindekiler kısmını okumak zor, mutlaka üstlerine basılmış sayılar oluyor ama yazın satın aldığım ojelerin birinde toluene olduğunu gördüm. Bu kış aldıklarımda ise yoktu. Belki Flormar da artık B3F olmuştur (Edit: Olmuş bile). Siz yine de kendi şişelerinizi kontrol edin. Alix Avien ve Golden Rose hakkında ise hiç bir fikrim yok, ne üstlerinde yazıyor ne de kontrol edebileceğimiz internet siteleri mevcut.

Bu üç maddenin dışında, ojelerde Formaldehyde Resin’e de rastlanabiliyor. Bu madde adından da anlaşılacağı gibi Formaldehyde’den üretiliyor ama onun kadar zararlı değil. Yine de dikkat etmek lazım, çünkü bazı insanlarda alerjiye neden olabiliyormuş.

Son olarak, Camphor adlı bir başka maddeden de bahsediliyor. Ne yazık ki bunun hakkında çok bir bilgim yok, hatta internette yan etkisi neymiş diye arattığımda Çin ve Hindistan’da yemeklere katıldığını öğrendim. Siz bir bilene danışın derim.

Şimdilik benim bildiklerim şöyle:

B3F: China Glaze, OPI, Color Club, Essie, Maybelline, Flormar
B3F ve Formaldehyde Resin yok: NYC, Orly, Milani, MAC
B3F ve Formaldehyde Resin ile Camphor yok: Nubar, Zoya, Sinful Colors, Sally Hansen, L’oreal, Revlon

Bu en son gruptaki ojeleri sevmemin diğer bir nedeni, içindeki kötü kimyasallardan arındırılmış oldukları için diğerlerine göre daha güzel kokmaları. Mesela Nubar bazen şeker gibi kokuyor.

7 Şubat 2010 Pazar

Soyulan, Çatlayan ya da Kırılan Tırnaklar için: Orly Nail Rescue

Sol başparmağımın tırnağı kenarından soyuldu, hem de baya büyük bir şekilde. Normalde böyle zamanlarda bütün tırnaklarımı kısaltırım ama bu sefer yeni aldığım bir ürünü denemek istedim. Adı Orly Nail Rescue. Kit üç parçadan oluşuyor; bir adet yapıştırıcı, bir adet onarıcı pudra ve küçük bir törpü.


Öncelikle çıplak tırnağımıza kendi fırçasıyla yapıştırıcıyı sürüyoruz. Kutunun üstünde tüm tırnağa sürün diyor ama ben sadece soyulan kısma sürdüm. Ardından hemen parmağımızı pudraya daldırıyoruz. Uzun süre içinde tutmaya gerek yok. Sonra tırnak üstünde kalan fazla pudralardan kurtuluyoruz. Ben bunu tırnağımı pudra kutusunun kenarına vurarak, üstüne üfleyerek ve parmağımla silerek yaptım. Son olarak törpü ile üst yüzeyi pürüzsüzleştiriyoruz. Tırnakların üstünü törpülemeye genel anlamda karşı olduğum için ben bu son kısmı atladım.

Bu işlemin amacı tırnağın soyulan ya da çatlayan kısımlarının üstünde bir tabaka oluşturarak tırnağı kurtarmak. Bakın, bu işlemlerden sonra üstüne parlatıcı sürdüğüm tırnağım:


Dikkatlice bakarsanız üstüne yama yapılmış kısmın sağ üst köşe olduğunu görürsünüz. Hiç fena değil, di mi? Yalnız kullanılan pudra asetonda eridiği için ojeleri çıkartmak için asetonsuz bir alternatif kullanmak gerek. Merak edenler bu ürünü Transdesign'da 5 dolara bulabilirler.