Günlerce davetli olduğum Noel yemeği için tırnaklarımı nasıl süslesem diye düşünmüştüm ama o gün geç uyanınca yemek yapmak ve oje sürmek arasında seçim yapmak zorunda kaldım. Oyum bamyadan yana oldu. Bugün geç de olsa konuya uygun bir oje süreyim dedim:
Bu cam kırıklı cam yeşili oje, geçen yılın ‘Tis The Season adlı koleksiyonundan. Taban rengi de şahane, parçacıklar da.
Formül yine çok güzel; iki ince kat sürdüm.
Normalde blogta yemek resimleri paylaşma olayına sıcak bakmıyorum; olan var olmayan var, insanın canı çekiyor. Bu nedenle Christmas resimlerinden önce break koyacaktım ama çalışmıyor ne yazık ki.
Uyarımı yaptıktan sonra resimlere geçiyorum. Önce masadan bir görüntü gelsin:
Tabakların üstünde gördüğünüz geleneksel Christmas eğlencesi, adını unuttum şimdi. İki tarafından çekince patlıyor ve içinden şunlar çıkıyor:
Kâğıttan taç, ki herkes yemek boyunca kafasına takmak zorunda, bir kaç şaka ve ufak bir oyuncak. Geçen yıl bana yoyo çıkmıştı, bu sene de şu anlamsız demir bulmacalardan çıktı.
Ev sahibi İngiliz olduğu için menüde onların geleneğinden Yorkshire pudding vardı:
Benim tabağım da şöyleydi:
En pişmiş kısımdan rosto et, bezelye, tatlı patates, mısır pudingi ve benim götürdüğüm bamya. Sol köşede yorkshire pudingi ve içecek olarak yaban mersini suyu. Tatlı olarak da trifle yedik:
Evin Christmas ruhunu yakalayamamış köpekleri:
Bana da hediye almışlar sağolsunlar. En çok kutuyu beğendim:
İçinden kolye ve tabağımsı bir şey çıktı.
En güzel resmi sona sakladım. Özenle süslenmiş evde en sevdiğim şey şömine başındaki hediye çorapları oldu. Aile fertleri için dört tane, evin köpekleri için de iki tane koymuşlar:
İşte böyle. Gecenin sonuna doğru bu belki de benim kutlayacağım son Christmas olduğu için biraz duygusallaştım.
