Wet n Wild etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Wet n Wild etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Haziran 2012 Perşembe

NOTD: MUA Shade 9 + Wet n Wild Speak When Spoken to

China Glaze'in Prismatic koleksiyonuyla meşhur olan yanardöner simli ojelere karşılık Wet 'n Wild da Bejeweled serisini çıkartmıştı. Bunlardan ilk denediğim mavi Speak When Spoken to oldu:


Minicik gümüş simlerin arasına daha büyük rengarenk simler serpiştirilmiş. Bu minik simlerin yanardönerlik özelliği var, oje genelde mavi durmasına rağmen ışığa göre eflatundan pembeye kayıyor.


Tabandaki mavinin üstüne tek kat sürdüm. China Glaze olanların aksine tek başına opak olmaları biraz zor.


Meşhur Romalı selamımı da vereyim de iki parmakta azıcık renk değiştirmiş halini görün. Başka türlü yakalayamadım çünkü.



16 Mayıs 2012 Çarşamba

All that Glitters is not Gold

Artık ojeye doydum, daha da almam diyorum; sonra sırf ben lafımı yiyeyim diye markalar simli oje çıkartıyor. Sırf bana gıcıklık olsun diye, evet. Bakınız Claire's, bakınız Jordana:


 Claire's Night Sky'ın içinde holo simler var ama resimde yakalayamadım bir türlü:


Jordana'nın daha yeni piyasaya sürdüğü Glitters serisinden ilk beğendiğim Fairy Dust oldu ki onun da içinde holo simler var. Biraz belli gibi:


Lacivert ve mor karışımı olanın adı LA City Lights:


Palyaço gibi olan da My Superstar:


China Glaze'in hem simli, hem yanardöner ojelerden oluşan Prismatics koleksiyonundan almayı planlıyordum, ama onları görmeden Wet 'n Wild'ın daha ucuz alternatiflerini buldum, onlardan kaptım. Şişeleri çok çirkin yalnız:


Böyle yanyana koyunca ojeler çok farklı durmuyor ama bir de yakından bakalım. Mavi tonlu olan Speak When Spoken to:


Yeşil tonlu olan Bow in My Presence:


Mor olansa The Crown is Mine:


Ojelerin isimleri Game of Thrones'u hatırlattı bana. Simlilere ek olarak onlar kadar güzel bir pullu/flakey bir de yanardöner oje kaptım. Zoya Chloe ve Layla Ocean Rush:


Layla ojeye minik boyuna göre çok para verdim, eğer resimlerde gözüktüğü kadar holo çıkmazsa Ulta'yı yakarım.

14 Mayıs 2012 Pazartesi

NOTD: Claire's 76 + Fantasy Makers Glow in Dark + Konad

En son karanlıkta parlayan ojede kalmıştık. Acaba üstüne konad yapsam yine bu kadar parlar mı sorusuna cevap aramak için BM disklerinden rastgele seçtiğim bir dizaynı ekledim:


Bunu sadece deneme amaçlı yaptığım için siyah oje seçmiştim ama bu kadar beğeneceğimi bilsem koyu yeşil falan kullanırdım sanırım. Ellerimde üç gün daha tuttum çünkü.


Sorumuza dönersek, üste bir kat şeffaf cila sürdüğüm için azıcık parlaklık azaldı ama yine de güzel:


İtiraf etmeliyim ki sırf tırnaklarımı göstermek adına nice insani karanlık, kuytu köşelere çektim. Pişman değilim.

4 Aralık 2011 Pazar

Alem Sim Olmuş 2. Bölüm

Here is my Thanksgiving haul, except the mascara and the Chanel Peridot dupe in the last picture which were sent by my sister.

Daha önce bahsettiğim gibi bu Thanksgiving'de Tennessee'deydim. Geçen yıllarda sabahın erken saatleriyle alışveriş çılgınlığımız başlardı; bu sefer mağazalar işi iyice abartıp "Neden gece yarısı açmıyoruz ki?" demişler. Biz de Y kromozomluları geride bırakıp gece 11.30'da evden çıktık ve sabahın sekizinde anca dönebildik. Gecenin üçünde pili biten arkadaşa "İsterseniz gidin, yarın bir ara beni alırsınız" dediğimi hatırlıyorum. Çok fazla kavga gürültü olmadı ama okuduğum kadarıyla bazı yerlerde millet birbirine biber gazıyla falan girişmiş. Değişik şeyler tabi bunlar. Benim de %40 indirim yapan Tommy Hilfiger'da bir kaç kişiye omuz atmışlığım olabilir, uykusuzluğuma verin.

Bu sene oje alışverişi konusunda şanslıydım. Daha yolda Ross'a uğradık ve Color Club'ın holografik simli ojelerinin olduğu Mistletoe setini 8 dolara bulduk:


Bunları ilk bulduğumda almadığıma çok sevindim, şimdi fazlasıyla ucuza geldiler. Color Club'ın yanında Sally Hansen'in uzun yıllar önce çıkarttığı ve şu anda efsane olan yanardöner ve holografik Prism ojeleri de tekrar Ross'ta ortaya çıkmışlar. Kaptım hemen; ilk ikisi yanardöner, diğerleri resimde anlaşılmamasına rağmen holografik:


Color Club'ın yan markası olan Cosmetic Arts'dan da denemek istedim, yeşil bir folyo kaptım. Sonra şansıma aynı renkte başka bir Color Club buldum. Üstelik sadece Sally's mağazasında satılan sınırlı sayıdaki Scent-suous serisinden çam ağacı kokulu bir oje. En azından ton farkı var diye kendimi avutayım. Soldan sağa İsimsiz, Kiss Me Mistletoe, Light Grey:


Sağdaki ojeyi de Forever 21 mağazasından aldım. Altın ışıltılı gri diye almıştım, inci çıktı. Dönüş yolunda da Walgreens'de Wet 'n Wild'ın yine sınırlı sayıdaki Ice Baby serisindeki simli ojelerine rastladım. Aldıklarım soldan sağa Cost is No Issue, Believe Me, It's Real ve Back Alley Deals:


Sally Hansen'in Gems ojelerinden geriye kalanları da aldım; Lady Luck ve Be-Jeweled:


Eve döndüğümde ise ablamın Türkiye'den yolladığı içi kestane şekeri dolu paketi buldum. Paketten çıkan diğer iki şey de Chanel Peridot benzeri Sephora Diving in Malaysia ve mor Pastel Waterproof Color Mascara:


Nemo Latte benimle dalga geçiyordu "Peridot kopyası olmayan tek blogcu sensin" diye, artık benim de var işte. Pastel'in renkli maskarası da çok başarılıymış. Şu ana kadar denediğim renkli rimeller içinde, MAC dahil, en iyisi bu.

Ablacım, neredeyse hepsini yedim kestane şekerlerinin. Kesene bereket, yine beklerim :D

21 Ekim 2011 Cuma

Karşılaştırmalar: Mor Yanardöner Ojeler

These are all three coats over the white nail wheel. Imho, the clear winner is Indigo Illusion. No dupes, so yay for me!

Nubar Indigo Illusion, Wet 'n Wild Gray's Anatomy, Zoya Adina, Diamond Cosmetics Hi Ho Silver:


Hepsi beyaz tırnak çemberi üstünde üç kat.


Başka bir ışık altında:


Tersten bakalım:


Bence en güzelleri Indigo Illusion.


Gördüğünüz gibi hepsi birbirinden farklı, o yüzden mutluyum.

17 Ekim 2011 Pazartesi

NOTD: Wet 'n Wild Gray's Anatomy over Black (Duochrome Version)

Here is the new version of Gray's Anatomy over black. It flashes green and purple, but I am not really crazy about this.

Sevgili Dilek'in dün gösterdiği yanardöner ojeden sonra bir tane de benden gelsin. Benimki de yeşilden mora dönüyor, ama ojeyi tek başına kullanmak yerine ben bir kat siyah ojenin üstünde denedim:


Bu oje Deborah Lippmann Wicked Game'in kopyası. Dilek'teki ojelere ne kadar benziyor emin değilim.


Her zamanki Roma selamı pozumda iki tırnak mor, iki tırnak yeşil gözüküyor:


Şu açıyla baktığımızda da tırnak dipleri yeşil dururken uçlar mor olmuş:


Güneşteyse şöyle duruyor:


Ben çok beğenmedim ama nefret de etmedim. Büyük ihtimalle tek başına denediğimde de beğenmeyeceğim.

13 Eylül 2011 Salı

NOTD: Wet 'n Wild Shield

I never thought I'd like this polish but I did. The foil finish makes it very elegant. I still complain about the length of the brushes in this line though. They are so short to handle.

Bunu geçen hafta deneme amaçlı sürmüştüm ama beğenince tırnaklarımda bir kaç gün bıraktım:


Sarı oranı az altın folyo. Çok şık duruyor.


Tek yakınacağım kısım ojenin sapının çok kısa olması; rahat sürülmüyor.


Güneşte de şöyle gözüküyor:

3 Eylül 2011 Cumartesi

Back to School Haul

Ok, it is more like "I am so pissed at someone so I need to buy stuff" haul. I regret nothing.

Dün birine sinirlendim, soluğu alışverişte aldım. Beğendiğim her şeye hemen atlamadım, o yüzden pişman değilim.

Wet 'n Wild'ın televizyon dizilerinden esinlenip çıkarttığı koleksiyonu daha önce göstermiştim. Onun yeni bir versiyonu çıktı; ben sadece yanardöner olan Gray's Anatomy'yi aldım. Kendisi Deborah Lippmann'ın Wicked Game adlı ojesinin aynısı.


Sağdaki oje de karanlıkta parlıyor. Cadılar Bayramı için mezar taşı şeklinde yapmışlar, bence çok şirin olmuş. Ulta'ya Zoya'nın yeni sonbahar ojeleri de gelmiş. Ojelerin hepsi çok güzeldi, onu mu alayım bunu mu derken sonunda iki tanesinde karar kıldım. Yara ve Neeka:


Bunlardaki ışıltılar çok tatlı, şöyle bakın:


Ulta'da ojelerden sonra en çok zaman harcadığım yer ruj reyonu oluyor. Bu sefer bir sevimli bir de seksi ruj aldım; Essence Coralize Me ve NYX Chaos:


Son olarak NYX'in Urban Decay 24/7 göz kalemleriyle karşılaştırılan yeni Slide On kalemlerini buldum. Deneme amaçlı iki tane aldım; Glitzy Gold ve Sunrise Blue:


"Swatch" da yapayım:


Jennifer Aniston'ın yeni parfümünü de denedim. Abartmıyorum aynen Hacı Şakir kolonyası gibi kokuyor. Sonuç olarak eve mutlu döndüm, sinirim de geçti.

15 Ağustos 2011 Pazartesi

Random Spam

Bugün ortaya karışık bir şeyler var. Önce en güzel manikürlerimden birini tekrar hatırlayalım:


Bunu tırnaklarımın rengi kazağıma uyunca çekmiştim. Barry M Racing Green:


Tüm zamanların en güzel tatlılarından biri olan Mochi:


Mochi, Japon lokumu gibi bir şey. Pirinçten yapılıyor ve fasulyeden susama kadar değişik türleri var. Benim favorim yeşil çaylı olan. Burda bayıla bayıla yediğim için Türkiye'ye dönerken iyi bir evlat olarak annemlere de götürmüştüm. Ablam bir ısırık alıp bıraktı, annem bir taneyi sessizce yedi ve yorumda bulunmadı. Babamsa ağzına bile koymadı. Arkadaş, akraba kimi bulduysam bir seven çıkar diye denettim; sonuç hüsran. Gıcıklar.

İkinci geleneksel oje şişesi sallama festivalinden bir görüntü gelsin. İlk festivalden de şurda bahsetmiştim. Ojelerimin hepsi masaya sığmadı doğal olarak:

 
Sırada Wet 'n Wild SaGreena the Teenage Witch var. Bu ojeyi daha önce blogta göstermemiştim ama soda şişesiyle olan uyumum enfes değil mi?


Oje o sıralarda okuduğum kitaba da uymuştu. Bu kitabı adına tav olduğum için almıştım ama beğenmedim. Korku edebiyatı sevenler duymuştur belki.


Hazır laf kitaplardan açılmışken BB Couture Horned Devil da bana The Hunger Games üçlemesini hatırlattı.


Bir de araya G-Dragon katayım. Yerden kalkışı bile ayrı güzel kendisinin:


Aranızda bu hareketi aynen böyle yapabilen varsa yorum bıraksın lütfen. Tebrik etmek istiyorum.