Hi-Tech is part of the holographic 3D collection which was released last year. Here is Digital from the same series. I applied two coats; the formula was good and there were no blank patches. This mani lasted for 6 days since I am too tired to think about my next mani thanks to the summer school.
Bu aralar oje konusunda çok tembelim. Her gün sabah 8’te ders anlatmak zorunda olduğum için sabahları tırnaklarımı boyamaya zamanım olmuyor; geceleriyse çok yorgun oluyorum. Şu gördüğünüz holografik oje ile de tam 6 gün geçirdim:
Milani Hi-Tech geçen yıl çıkan 3D serisinden. Daha önce aynı koleksiyondan Digital adlı ojeyi göstermiştim.
Küçük parmak da kadraja girsin:
Ojeyi iki kat sürdüm, formülü yine harika. Tek bir tırnak hariç altı gün boyunca soyulma yaşamadım.
Söz konusu tırnak da tebeşir tutmaktan soyulan sol orta parmağım. Artık nasıl bir hırsla tahtaya yazıyorsam o tırnak şu anda mevta durumda; bakalım yaz okulu bitince kendini toparlayabilecek mi…
31 Temmuz 2011 Pazar
26 Temmuz 2011 Salı
NOTD: BB Couture Horned Devil
Horned Devil is part of the Spring 2010 collection called Butterfly. It has gold and green fine glitter in orange jelly base and I applied two coats. Great color, great formula, terrible name.
Bugün blogta harika bir oje ve bol bol resim var. Aslında aklımda OPI vardı ama yanlış kutuyu açıp ne zamandır sürmediğim BB Couture ojeleri bulunca elim hemen turuncuya gitti:
Bu oje 2010 Bahar koleksiyonu Butterfly'dan. İki kat sürdüm. Turuncu jelimsi tabanda altın ve yeşil ince simler var. Normalde çok turuncusever biri değilim ama bu tonu çok güzelmiş.
Yalnız böyle güzel bir ojeye verilebilecek en kötü ismi seçmişler: Boynuzlu Şeytan.
BB Couture ojelerin formülleri öyle güzel oluyor ki "Hiç düzgün oje süremiyorum şekerim" diyenler bile harikalar yaratabilir.
Başka bir poz:
Bahçenin her yerinde resim çektim, bir de geniş açılı gelsin:
Doğanın içinde yaşamanın en acayip tarafı bazen karşınıza ne çıkacağını bilememeniz. Mesela geçenlerde bir arkadaş yolda ayı görmüş. Bildiğiniz ayı. Ben de bir gece ofisten çıkınca tilkiyle burun buruna gelmiştim. İşin komiği ikimiz de önce köpek zannetmişiz, oysa ki burda sokak köpeği yok.
Bugün blogta harika bir oje ve bol bol resim var. Aslında aklımda OPI vardı ama yanlış kutuyu açıp ne zamandır sürmediğim BB Couture ojeleri bulunca elim hemen turuncuya gitti:
Bu oje 2010 Bahar koleksiyonu Butterfly'dan. İki kat sürdüm. Turuncu jelimsi tabanda altın ve yeşil ince simler var. Normalde çok turuncusever biri değilim ama bu tonu çok güzelmiş.
Yalnız böyle güzel bir ojeye verilebilecek en kötü ismi seçmişler: Boynuzlu Şeytan.
BB Couture ojelerin formülleri öyle güzel oluyor ki "Hiç düzgün oje süremiyorum şekerim" diyenler bile harikalar yaratabilir.
Başka bir poz:
Bahçenin her yerinde resim çektim, bir de geniş açılı gelsin:
Doğanın içinde yaşamanın en acayip tarafı bazen karşınıza ne çıkacağını bilememeniz. Mesela geçenlerde bir arkadaş yolda ayı görmüş. Bildiğiniz ayı. Ben de bir gece ofisten çıkınca tilkiyle burun buruna gelmiştim. İşin komiği ikimiz de önce köpek zannetmişiz, oysa ki burda sokak köpeği yok.
Labels:
BB Couture,
NOTD,
Simli,
Turuncu
24 Temmuz 2011 Pazar
NOTD: Revlon Grapefruit Fizz + Flormar Graffiti G009
I applied the graffiti polish a bit thick so that I'd have large cracks. I like the contrast between the glittery pink lacquer and the matte purple one. On a side note, even after "top coat + one coat of cracking polish + another coat of clear polish" I can smell the scent of the base on day 3. Kudos to Revlon.
Hazır Türk markaları da çatlayan oje çıkartmışken deneme amaçlı bir tane alayım dedim; renk uyumu sorunu en az olan 009 numaralı morda karar kıldım.
Parçaları büyük istediğim için ojeyi kalın sürdüm. Alttaki pırıltılı pembe ile mat mor arasında kontrastı sevdim ama daha sonra kullanım süremi uzatmak için üste bir kat da cila çektim.
Bu arada en alttaki ojenin üstünde bir kat top coat + çatlayan oje + cila olduğu halde iki gün sonra bile kokusunu alabiliyordum. Aferin Revlon'a.
Hazır Türk markaları da çatlayan oje çıkartmışken deneme amaçlı bir tane alayım dedim; renk uyumu sorunu en az olan 009 numaralı morda karar kıldım.
Parçaları büyük istediğim için ojeyi kalın sürdüm. Alttaki pırıltılı pembe ile mat mor arasında kontrastı sevdim ama daha sonra kullanım süremi uzatmak için üste bir kat da cila çektim.
Bu arada en alttaki ojenin üstünde bir kat top coat + çatlayan oje + cila olduğu halde iki gün sonra bile kokusunu alabiliyordum. Aferin Revlon'a.
Labels:
Cam Kırıklı Oje,
Çatlayan Oje,
Flormar,
Kokulu Oje,
Mor,
NOTD,
Pembe/Fuşya,
Revlon
22 Temmuz 2011 Cuma
NOTD: Revlon Grapefruit Fizz
I never took the scented polishes seriously, so I got this one because of how it looked in the bottle. It is a cute pink filled with silver and gold glass flecks; like a lighter version of OPI Pink Me I'm Good. It is a bit sheer so I applied three thick coats. I was so surprised to find out that the polish really has a strong scent. As you can guess from the name it smells like grapefruits, but definitely sweeter than that pink Neutrogena cleaner. It is like a bubble gum, I love it. Though it makes me sniff my fingers frequently so I feel like a pervert now. To test if a top coat would ruin the scent I applied China Glaze Fast Forward on one hand; it doesn't totally block it.
Bir süredir Revlon kokulu ojeler çıkartıyordu ama ben nasılsa sonuç güzel olmayacak diye bunlardan hiç denememiştim. Bu ojeyi de rengini çok beğendiğim için aldım. İçinde gümüş ve altın cam parçacıkları olan çok tatlı bir pembe. OPI Pink Me I'm Good'un daha açık versiyonu gibi sanki. Üç kalın kat sürdüm.
İşin güzel yanına gelirsek gerçekten de kokuyor bu oje, hem de nasıl… Adından da anlayacağınız gibi greyfurt kokusu var ama Neutrogena’nın yüz temizleme jeli gibi değil de onun daha tatlısı, sakız gibi. Ben bayıldım, şişesini koklattığım kadın-erkek herkes de bayıldı. Yalnız şimdi de yan etki olarak sürekli parmaklarımı koklama ihtiyacı hissediyorum. Sapık gibi...
Deneme amaçlı bir elime sadece ojeyi sürdüm, diğerine de China Glaze’in hızlı kuruyan üst katından kullandım. Top coatlu olan tırnaklardaki koku biraz azaldı ama tamamen yok olmadı. Sonuç olarak çok sevdim ben bu ojeyi, bulursanız kaçırmayın.
Bir süredir Revlon kokulu ojeler çıkartıyordu ama ben nasılsa sonuç güzel olmayacak diye bunlardan hiç denememiştim. Bu ojeyi de rengini çok beğendiğim için aldım. İçinde gümüş ve altın cam parçacıkları olan çok tatlı bir pembe. OPI Pink Me I'm Good'un daha açık versiyonu gibi sanki. Üç kalın kat sürdüm.
İşin güzel yanına gelirsek gerçekten de kokuyor bu oje, hem de nasıl… Adından da anlayacağınız gibi greyfurt kokusu var ama Neutrogena’nın yüz temizleme jeli gibi değil de onun daha tatlısı, sakız gibi. Ben bayıldım, şişesini koklattığım kadın-erkek herkes de bayıldı. Yalnız şimdi de yan etki olarak sürekli parmaklarımı koklama ihtiyacı hissediyorum. Sapık gibi...
Deneme amaçlı bir elime sadece ojeyi sürdüm, diğerine de China Glaze’in hızlı kuruyan üst katından kullandım. Top coatlu olan tırnaklardaki koku biraz azaldı ama tamamen yok olmadı. Sonuç olarak çok sevdim ben bu ojeyi, bulursanız kaçırmayın.
Labels:
Cam Kırıklı Oje,
Kokulu Oje,
NOTD,
Pembe/Fuşya,
Revlon
18 Temmuz 2011 Pazartesi
NOTD: Flormar Neon Skittles
I couldn't choose a single polish to wear from my last haul, so I picked five from the Flormar Neon collection. From pinky to thumb, they are N006, N008, N002, N007, N009. All are two coaters, except the yellow one which required three. It is a shame that only the pink one is a real neon. It is also a great color for pedicures.
Dün gösterdiklerim arasında önce hangisini süreyim karar veremediğim için neonlardan bonibon tırnaklar yapayım dedim. Serçeden baş parmağa N006, N008, N002, N007, N009:
Sarı hariç hepsi iki kat; sarıya üçüncü bir kat gerekti.
Ne yazık ki bu ojelerden sadece pembe olan gerçek bir neon; mor ve sarı krem ojeler, mavi ve yeşil de azıcık jelimsi. Her canlı renge neon denmemeli yani. Tekrar pembe ojeye dönersek, nasıl güzel bir renktir kendisi. Pedikür olarak da şahane duruyor, yaz günlerinde tavsiye ederim.
Dün gösterdiklerim arasında önce hangisini süreyim karar veremediğim için neonlardan bonibon tırnaklar yapayım dedim. Serçeden baş parmağa N006, N008, N002, N007, N009:
Sarı hariç hepsi iki kat; sarıya üçüncü bir kat gerekti.
Ne yazık ki bu ojelerden sadece pembe olan gerçek bir neon; mor ve sarı krem ojeler, mavi ve yeşil de azıcık jelimsi. Her canlı renge neon denmemeli yani. Tekrar pembe ojeye dönersek, nasıl güzel bir renktir kendisi. Pedikür olarak da şahane duruyor, yaz günlerinde tavsiye ederim.
Labels:
Flormar,
Mavi/Lacivert,
Mor,
Neon,
NOTD,
Pembe/Fuşya,
Sarı,
Skittles/Bonibon,
Yeşil
17 Temmuz 2011 Pazar
Epic Haul
Are you ready for some bottle porn? P2 is from Germany and the rest were hauled/gifted in Turkey.
Sonunda yanımda getirdiğim ojelerin resimlerini çekebildim. Uzun bir yazı olacak, hazır mısınız? Türkiye'deki Claire's ojelerin şişeleri pek şirin. Ben sadece 4 renk aldım; 38, 71, 75, 76:
Krem Golden Rose ojeler 34, 79, 132, 227, 228:
Gri tonlarından 134, 136, 223:
Flormar'ın geçen yaz piyasaya çıkan neon koleksiyonunu Oje Delisi hediye etmişti, sonunda kavuştum hepsine. Tekrar teşekkürler:
Yeni renklerinden de şunları aldım; soldan sağa 340, 397, 417, 423, 424, 425:
Supershine 10 ve 50:
Hepsi birbirinden güzel olan Miracle Colors serisinden de şunları topladım; U12, U15, U17, U28, U30, U34, U25:
U17 numaralı oje ufak bir kaza geçirmiş ama neyseki ojeleri tek tek sardığım için oje sadece içine akmış. Bu kadar temizleyebildim:
Ne zamandır denemek istediğim P2 marka Alman ojelerinden ısmarlamıştım, gelenler Groovy, Poetic, Charming, So Cool!, Dangerous ve Silver Blast. Bu siparişi verdiğim zaman Türk markaları henüz çatlayan oje işine girmemişti; bilseydim sondaki gümüş çatlayan ojeyi almazdım.
Bunlar da ortaya karışık Rimmel Aqua Cool, Alix Avien 217 ve 231, Flormar Graffiti G09, Galatasaray:
Gördüğünüz gibi hiç Pastel yok. İstanbul'daki bloggerlar güzel Pastel ojeler gösterirken bunları Ankara'da hiç bir yerde bulamamam çok acıklı. Bizim neyimiz eksik? Memur kentiyiz diye rengarenk ojeler sürmeyeceğimizi mi iddia ediyorlar ki?
Sonunda yanımda getirdiğim ojelerin resimlerini çekebildim. Uzun bir yazı olacak, hazır mısınız? Türkiye'deki Claire's ojelerin şişeleri pek şirin. Ben sadece 4 renk aldım; 38, 71, 75, 76:
Krem Golden Rose ojeler 34, 79, 132, 227, 228:
Gri tonlarından 134, 136, 223:
Flormar'ın geçen yaz piyasaya çıkan neon koleksiyonunu Oje Delisi hediye etmişti, sonunda kavuştum hepsine. Tekrar teşekkürler:
Yeni renklerinden de şunları aldım; soldan sağa 340, 397, 417, 423, 424, 425:
Supershine 10 ve 50:
Hepsi birbirinden güzel olan Miracle Colors serisinden de şunları topladım; U12, U15, U17, U28, U30, U34, U25:
U17 numaralı oje ufak bir kaza geçirmiş ama neyseki ojeleri tek tek sardığım için oje sadece içine akmış. Bu kadar temizleyebildim:
Ne zamandır denemek istediğim P2 marka Alman ojelerinden ısmarlamıştım, gelenler Groovy, Poetic, Charming, So Cool!, Dangerous ve Silver Blast. Bu siparişi verdiğim zaman Türk markaları henüz çatlayan oje işine girmemişti; bilseydim sondaki gümüş çatlayan ojeyi almazdım.
Bunlar da ortaya karışık Rimmel Aqua Cool, Alix Avien 217 ve 231, Flormar Graffiti G09, Galatasaray:
Gördüğünüz gibi hiç Pastel yok. İstanbul'daki bloggerlar güzel Pastel ojeler gösterirken bunları Ankara'da hiç bir yerde bulamamam çok acıklı. Bizim neyimiz eksik? Memur kentiyiz diye rengarenk ojeler sürmeyeceğimizi mi iddia ediyorlar ki?
Labels:
Alışverişler,
Alix Avien,
Claire's,
Flormar,
Galatasaray,
Golden Rose,
P2,
Rimmel
12 Temmuz 2011 Salı
NOTD: Alix Avien 232
10 Temmuz 2011 Pazar
There and Back Again
I am back in the States; here is a sneak peek of my epic haul.
Zaman su olup aktı, tatilim bitti ve döndüm. Türkiye'den bir sürü oje aldım ama önce onları uçak yolculuğuna -ablamın da yardımlarıyla- nasıl hazırladığımı göstermek istiyorum:
Gönül isterdi ki İstanbul'a gideyim, bloggerlarla buluşayım, oje partileri falan yapalım ama zamansızlıktan sadece Başak'ı 2 dakikalığına, Joey'u ise 2 saatliğine görebildim. Buna da şükür. Başak çok çıtırmış, bu kadar genç olduğunu bilmiyordum. Joey Potter ise çok şeker bir insan; ilk defa buluşmamıza rağmen eski bir dostumla vakit geçiriyormuş gibi hissettim. Benimle buluşacağı için sarı oje de sürmüş; onda Golden Rose 41 bende ise China Glaze Octa-Gone Wild var:
Yukarda gördüğünüz ve benim için çok özel olan yüzük, bu resmi çektikten bir gün sonra elim bir trafik kazası sonucunda aramızdan ayrıldı. Üstünden araba geçti yani:
Aynısından bulabildim ama şimdi sanki Middle Earth'de yeni bir çağ başlamış gibi hissediyorum. Bakalım bu yüzük bana ne maceralar getirecek...
Labels:
Alışverişler,
Ivır zıvır
2 Temmuz 2011 Cumartesi
NOTD: Flormar 47
Here is the polish that I applied onto a bride's nails yesterday. Unfortunately she bites her nails, so instead of using her as my hand model for the blog I swatch the polish myself. It is a pearly white which becomes opaque in two coats. Imho it is perfect for the occasion.
Dün nikah şahitliğini yaptığım gelinin törenden önce manikürünü de yaptım. Aslında planım ellerinin resmini çekip bloğa koymaktı ama gelin kızımız tırnaklarını yediği için görüntü kirliliği yapmayım dedim. Ojeyi yine kendimde gösteriyorum:
İnci bitirişli ve iki katta opak duran beyaz bir oje.
Bence nikah/düğün için çok ideal. Hatta sadelikten hoşlanmayanlar üstüne konad ile çiçek de yapabilir.
Genç çiftimize burdan öpücükler; bir yastıkta kocasınlar. En az üç çocuk :P
Dün nikah şahitliğini yaptığım gelinin törenden önce manikürünü de yaptım. Aslında planım ellerinin resmini çekip bloğa koymaktı ama gelin kızımız tırnaklarını yediği için görüntü kirliliği yapmayım dedim. Ojeyi yine kendimde gösteriyorum:
İnci bitirişli ve iki katta opak duran beyaz bir oje.
Bence nikah/düğün için çok ideal. Hatta sadelikten hoşlanmayanlar üstüne konad ile çiçek de yapabilir.
Genç çiftimize burdan öpücükler; bir yastıkta kocasınlar. En az üç çocuk :P
Labels:
Beyaz,
Flormar,
İnci Bitirişli Oje,
NOTD
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)